James Wilson
Eylül 23, 2020
Çeviren: Hamid Debbaği
“Ermenistan'ın, gelecekteki çatışmalara hazırlanmak ve Ermeni milislerini eğitmek için Suriye ve Irak'tan işgal altındaki Dağlık Karabağ topraklarına Kürdistan İşçi Partisi (PKK) teröristlerini yerleştirdiği ile ilgili endişe verici haberler, sadece Azerbaycan'da değil sizi Avrupa'da da geceleri uyanık tutacak türden haberlerdir” yazıyor James Wilson:
Lübnan, Suriye ve Irak'tan Ermeni kökenli mültecileri getirerek işgal altındaki bölgelerin demografik yapısını değiştirmek - bu da hukuka aykırı olsa- bir şeydir, Dağlık Karabağ'ı ABD ve AB dahil tüm Batı ülkeleri tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK militanlarıyla doldurmak başka bir şeydir.
Bu yıl 4 Ağustos'ta Beyrut'ta yaşanan patlama ve 2009'daki Suriye Savaşı sonrasında Ermenistan'ın uyguladığı yapay yeniden yerleşim politikaları, Lüban ve Suriye Ermenilerini Dağlık Karabağ'a yerleştirerek oranın demografik yapısını değiştirmeyi ve 30 yıllık Ermeni işgalini pekiştirmeyi hedefliyor. Bu politikalar, Uluslararası hukuku, Cenevre Sözleşmesi ve çeşitli uluslararası anlaşmaların ihlalidir. Dağlık Karabağ'a istihdam edilen profesyonel militanlar ve teröristleri yerleştirmek de, uluslararası hukuk ve yasalara göre savaş suçu olup bölge barış ve istikrarını tehlikeye atmaktadır.
Cairo24 Haber Ajansı ve diğer güvenilir yerel kaynaklara göre, Ermenistan üst düzey kariyer diplomatlarının, Lahur Cengi Şeyh Talabani ve Bafel Talabani liderliğindeki Irak Kürt Özerk yönetiminin en militan kanadı olan Kürdistan Yurtseverler Birliği ile, teröristleri Irak’tan Karabağ’a transfer etmek için, bir planı müzakere etmesine izin verecek kadar ileri gitti. Bu, Kürdistan Özerk Bölgesi lideri Neçirvan Barzani ile Kürt savaşçıları Dağlık Karabağ'a göndermek için bir koridor oluşturma planını müzakere etmeye yönelik ilk başarısız girişimin ardından gerçekleşti.
Bildirildiğine göre, Ermenistan’ın çabaları, Irak’ta PKK’nın kalesi sayılan Süleymaniye’den yüzlerce silahlı teröristin İran üzerinden Dağlık Karabağ’a nakledilmesine yol açtı. Pek çok kişi tarafından PKK'nın Suriye kanadı olarak görülen ayrı bir YPG militanı grubu, Suriye-Irak sınırındaki Kamışlı bölgesinden Dağlık Karabağ'a gönderilirken, Irak'ın Erbil kentinin güneyinde yerleşmiş Mahmur kampında oluşturulan üçüncü bir PKK / YPG militanı grup, İran üzerinden Dağlık Karabağ'a nakledilmeden once, ilk olarak Hizbullah'ın Irak kanadının Bağdat'taki karargahına konuşlandırıldı.
İstihbarata göre, İran Devrim Muhafızları tarafından, Dağlık Karabağ'a göndermeden önce İran topraklarında militanları eğitmek için özel kamplar kuruldu. Onların burada, son yıllarda giderek artan baskınlara hedef olan PKK'nın Kandil üssünden güvenli bir mesafede bulunan eğitim kamplarına erişimleri de var.
Bunlar, Ermenistan'ın kendi çıkarları için paralı asker istihdam ve terörist kullanmasının ilk örnekleri değildir. 1990'lardaki Dağlık Karabağ savaşı sırasında da durum aynıydı. Sovyet zamanlarında bile Kürtler, Rusya ve Ermenistan tarafından araçsallaştırılıyordu. Bunlardan ilki, Azerbaycan, Ermenistan ve İran'da yaşayan Kürtlerin bölgeye yeniden yerleştirilmesini kolaylaştırmak için 1923-1929'da Dağlık Karabağ'da Kızıl Kürdistan özerk bölgesini kurmuştu.
Bununla birlikte, mevcut Ermeni yönetimi kendisini Azerbaycan'a karşı giderek daha kavgacı gösteriyor, daha önce görülmemiş bir sağlık ve ekonomik kriz de dahil olmak üzere iç siyasi nedenlerden dolayı, iki ülke arasındaki müzakere sürecini engelliyor. Mevcut Ermeni yönetimi, daha önce prensipte üzerinde mutabık kalınan AGİT çerçeve anlaşmasına bağlı kalmayı reddetmekle kalmadı, barış müzakerelerinin sıfırdan ve yeni baştan başlatılmasını da istedi.
Ermeniler çocuklarını cepheye göndermeyi giderek daha fazla reddederken, Ermeni yönetimi terörist gruplar militanları kullanarak kişisel kayıplarını en aza indirmeye kararlı görünüyor. Hatta Başbakan Nikol Paşinyan, Burkina Fasso gibi dünyanın çatışmalı diğer bölgelerinde tehlikeli örnekleri görülen Halk Milis Girişimi başlatıldığını bile duyurdu.
Paşinyan liderliği altında Kafkasya, son birkaç yıldaki en kötü düşmanlıklara tanık oldu. Ermenistan silahlı kuvvetleri 12 Temmuz'da Azerbaycan'ın Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki Tovuz ilçesine saldırmak için damıtma ateşi kullandılar. Saldırı, aralarında 75 yaşında bir sivilin de bulunduğu 12 Azerbaycanlı'nın ölümüyle sonuçlandı, 4 kişi yaralandı ve Azerbaycan sınır köyleri ve çiftliklerine ciddi hasar verdi. 21 Eylül'de bir Azerbaycan askeri Tovuz bölgesinde yeni çatışmaların kurbanı oldu, zira Ermenistan bir kez daha atışkesi ihlal etti.
Birleşmiş Milletler tarafından Azerbaycan toprağı olarak tanınan Dağlık Karabağ ve çevresindeki yedi bölge, Ermeni silahlı kuvvetlerinin derhal geri çekilmesini talep eden 4 BM kararına rağmen 30 yıldır Ermeni işgali altında bulunuyor. Dağlık Karabağ’ın artan askerileşmesi ve Orta Doğu’daki paramiliter gruplardan paralı askerlerin katılımı, çatışmanın uluslararasılaşmasına yol açacak ve bölgesel güç merkezlerinin karşı karşıya gelmesine neden olacaktır.
Ermenistan'ın tehlikeli eylemleri, Azerbaycan ve Avrupa için stratejik öneme sahip bölgeyi daha da fazla istikrarsızlaştırma riski taşımaktadır. Zira burası Azerbaycan petrol ve gazının yanı sıra, diğer ihraç malları için Gürcistan, Türkiye ve Avrupa'ya enerji ve ulaşım bağlantıları sağlamaktadır. Ermenistan, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum gaz boru hattı, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu gibi büyük altyapı projeleri tehlikeye atarak, Avrupa'nın enerji ve ulaşım güvenliğini büyük riske atabilir.
Orijinal Makale:
James Wilson. PKK’s involvement in the Armenia-Azerbaijan conflict would jeopardize European security. September 23, 2020
https://eureporter.co/frontpage/2020/09/23/pkks-involvement-in-the-armenia-azerbaijan-conflict-would-jeopardize-european-security/